Haber
2019-02-21 11:51:40
Acıların tekrarlanmaması, ödenen bedellerin heba olmaması için unutmayacağız

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, acıların tekrarlanmaması, ödenen bedellerin boşa gitmemesi için darbeleri unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını vurgulayarak, “28 Şubat’ı unutmak, 15 Temmuz’u unutmak, tekrarına davetiye çıkarmaktır. Dünümüzü unutmayacağız ki, yarınımızdan emin olabilelim” dedi.


 

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 6 No’lu Şube’nin Kağıthane Gültepe Kültür Merkezi’nde düzenlediği ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un konuşmacı olarak katıldığı “28 Şubat’tan 2023’e Türkiye’de Demokrasi” konulu konferansın açılışında katılımcılara hitap eden Ali Yalçın, 28 Şubat’ı unutmanın 15 Temmuz’u unutmak, tekrarına davetiye çıkarmak olduğunu ifade ederek, “Vesayetçilerin umudunun kırılması, burunlarının sürtülmesi, unutulmamasıyla da alakalıdır bir anlamda. Dünümüzü, geçmişte yaşadıklarımızı, uğradığımız haksızlıkları, çektiğimiz çileleri unutursak, yarınımızdan emin olamayız. Tarihin tekerrür etmemesi için teyakkuza geçmeliyiz” şeklinde konuştu.



 

Ödenmiş bedeller unutulmasın diye yaşanmışlıkları kayıt altına aldık

28 Şubat’ı unutmamak gerektiğini belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Acılar umudu buldurur bize, diyor Mehmet Akif İnan. Biz de yeni nesil 28 Şubat’ta neler olduğunu bilsin ve ‘Ödenmiş Bedeller Unutulmasın’ diye Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan hatırasına bir yarışma düzenledik. 28 Şubat’a, antidemokratik süreçlere ilişkin bütün yaşanmışlıkları, her bir olayı derleyip toparladık ve üç cilt hâlinde kitaplaştırarak dağıttık. Böylece, okurken bile sabretmenin mümkün olmadığı acıları gelecek nesillere anlatmak için kayıt altına aldık.”



 

Sendikamızın tarihi, millet iradesini boyunduruk altına almaya çalışan darbelerle mücadele tarihidir

Eğitim-Bir-Sen tarihinin aslında millet iradesini boyunduruk altına almaya çalışan hamle, girişim ve darbe ile mücadele tarihi olduğunun altını çizen Yalçın, “Birilerinin bizi anlamasını beklemiyoruz. Zaten anlasalardı o kırılma anlarında ya da geçmişteki karanlık anlarda yanlış yerlerde konumlanmazlardı. 28 Şubat sürecinde, dönemin en büyük İşçi Konfederasyonu Başkanı, rahmetli Erbakan’ın yanına gitmiştir. Ama hüküm verilmiştir, kalem kırılmıştır. 6 ay için yüzde 35 zam istediler ki, veremeyince sokağı gereceklerdi. Erbakan Hoca ‘siz deli misiniz? Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir yerde yüzde 35 istemek de neyin nesi. Biz evine ekmek götüren, alın teri ile ekmeğini kazanan insanları ezdirmeyiz. Alın size yüzde 55’ dediğinde dışarı çıkıp istişare edelim dediler ama yine de yapmak istediklerinde geri durmadılar, sokağı gerdiler ve postmodern darbeye zemin hazırladılar, daha sonra da yurt dışı tatili aldılar” diye konuştu.



 

28 Şubat sürecinin faturası ağır oldu

Emek hareketi adına, bir alın teri adına, insanlık onuru adına tarihin kara yaprakları arasında kalmış utanç sayfaları var ve bunun içerisinde üzülerek ifade ediyorum ki adı sivil kuruluş olarak ifade edilen ama asla sivil olmayan beyni üniformalı ve sendika olarak ifade edilen ama aslında ırgat ve taşeronluk yapan bu kuruluşlar tarihin arka planında kaldı bugün” diyen Yalçın, “O sürecin faturasını onlar oluşturdular. Onların oluşturduğu zemin üzerinden bu ülke çok şey kaybetti. 28 Şubat’ı araştırma komisyonu 381 milyar dolar bir maliyetten bahsetti. O, bizim ekmeğimizdi. O, bizim cebimizden çalınandı. O, bizim alın terimizle kazandığımızın aslında suya düşmesi, toprağa akması ve cebimizin delinmesiydi. Söylenecek çok şey var, sözün tamamı arife söylenmez. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.


Malkoç: Geçmişte yaşadıklarımızı hatırımızda tutarsak İstikbalimiz daha aydınlık olur

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye’de siyasetin en büyük zaafının siyasi hafıza noksanlığı olduğunu dile getirerek, “Geçmişte yaşadıklarımızı hatırımızda tutarsak İstikbalimiz daha aydınlık olur. Türkiye’de siyasetin en büyük zaafı siyasi hafıza noksanlığı, zafiyetidir. Bir bakan veya bir yönetici bir yere geldiğinde karşılaştığı ilk sorunda telaşlanıyor. Zannediyor ki, ilk defa kendisi yaşamış onu. Hâlbuki Türkiye’deki birçok kötü şey birbirinin tekrarı mahiyetindedir. Yakın tarihimize baktığımızda şunu görüyoruz: Bir grup insanlar var. Diyorlar ki, bu memleket bizim, bu devlet bizim, biz kurduk bunu. Üzerinde yaşayan halk mı, millet mi? Bunlar zaten devlet yönetiminden, eğitimden, sağlıktan anlamazlar. Biz ne söylersek onu yapmaları lazım. Verilen mücadele, işte bu iradeyle; millete, milletin inancına değer veren, milletin hakkı ve hukukunun olduğunu, doğuştan haklara sahip olduğunu savunanların mücadelesidir. Bunun yansıması 1960 darbesidir. Milletin helal oylarıyla iktidara gelmiş olan rahmetli Menderes’e değişik bahaneler uydurarak bir grup çete, bir grup eşkıya, ahlaksız bir grup güruh Türk Silahlı Kuvvetleri’ni baskı altına alıp rahmetli Menderes ve arkadaşlarını iktidardan indirip ve ardından onları idam etmiştir. Türkiye’yi geri bırakan ve Türkiye’de millî iradeyi engelleyen anayasaların babası 1961 Anayasası’dır. 1982 Anayasası da 1961 Anayasası’nın çok daha kötü bir tekrarıdır. 28 Şubat, 2007’deki e-muhtıra, Gezi Parkı eylemleri, 17-25 Aralık darbe girişimi ve onun ardından 15 Temmuz. Ben bile bunları sayarken yoruldum. Maalesef Türkiye bunları yaşadı” diye konuştu.

Malkoç, bugün yapılması gerekenin, ahlaklı, toplumunun değerlerine saygılı, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri doğru okuyabilen, adaletten yana olan insan yetiştirmek; insan haklarına değer vererek, demokrasi ve adalet duygusunu topluma yerleştirmek olduğunu söyledi.



 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen