Çanakkale, milletimiz için bir varlık ve yokluk savaşı; imkânsızın başarıldığı bir destandır. Kurtuluş Savaşı’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolda çok önemli bir kilometre taşı olan Çanakkale Zaferi, tarihte eşine az rastlanan kahramanlık destanlarından biridir.
Vatanına, değerlerine bağlılık adına beklentisiz ve adanmışlık duygusu ile hareket ederek, hiçbir zaman yeise kapılmadan, hâdiselerin karşısında sarsılmaz bir iman ve ümitle direnmenin adı olan Çanakkale, milletimizin sarsılmaz duruşunun ve ümitvar oluşunun dosta/düşmana gösterildiği yerdir.
Tarihten silinmek istenen bir milletin yokluk ve imkansızlığa rağmen vatanını canı pahasına nasıl savunduğunu gösteren insanlık tarihi içinde çok özel bir yere sahip olan Çanakkale Zaferi ile milletimiz, varoluş iradesini kıracak hiçbir gücün olamayacağını bütün dünya göstermiştir. Canını dişine takarak bu zaferi kazanan milletimiz, tarihin altın sayfalarında yerini almış, milli bilinç ve ruhun oluşmasını da sağlamıştır.
Özgürlüğe ve bağımsızlığa giden yolda, önemli bir kilometre taşı olan Çanakkale Deniz Zaferi, aynı zamanda bir destanın kodlarını da içinde barındırmaktadır. Çanakkale’de; Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i’ ile milletimiz bir bütün olarak mücadele vermiş, vatan söz konusu olduğunda aidiyetlerin hiçbir önemi olmadığının en güzel örneğini sergilemiş; din, vatan, namus tehlikeye girdiğinde canın, malın hiç düşünmeden verilebileceğini de cesurca ortaya koymuştur. Hiçbir nifak tohumunun içimizde yeşermemesi, ancak Çanakkale’deki birlik ve beraberlik ruhuyla mümkün olacaktır.
Çanakkale, destan olmanın yanı sıra istikbalimiz için de bir yol haritası olmalıdır. Birçok açıdan incelenmesi gereken Çanakkale Zaferi, nesilden nesile aktarılmalı; bağımsızlık ve özgürlük uğruna verilen mücadele unutturulmamalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak 98. yılını kutladığımız destanlaşmış bu zaferin yıldönümünde şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.