Taksim Gezi Parkı olayları ile ilgili "Mesele Taksim değil, mesele çevre değil. Atılan mesajlarda gördük ki; gelişen demokrasi, değerlerde atılan adımlar, eğitimden demokrasiye atılan adımlar ve Türkiye'nin büyümesinden rahatsızlık duyan, içeride iktidarın şımarttığı faiz lobisi ve dışarıda Türkiye'yi çekemeyenler meselesidir”
“Taksim’de emperyalizmin şapkasının içerisinden tavşan çıkarmaya çalışıyorlar. 28 Şubat'ta 5'li çete içerisinde sendikalar vardı. Şimdi emperyalizmin Taksim şapkasında dublörlük yapan, slogancı sendikalar var. Mevcut haliyle ve Taksim’deki rolleriyle KESK ve DİSK emperyalizmin dublörü ve maşası olmuşlardır”Türkiye'de arkasında kimin olduğu belli olmayan terör sorununun sona ermesi için çözüm süreci içerisinde hiç çekinmeden yer aldık"Bir ülkede terör varsa, terörist varsa bununla mücadele devletin güvenlik güçlerinin işidir. Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların işi değildir. Bizim işimiz özgürlük işidir, bataklığı kurutmadır, teröre meyli bitirmektir. Terörü yeşerten iklimleri bitirmedir. Hukuk devletinin, eğitimde fırsat eşitliğinin olmadığı yerden beslenen yanlış yaklaşımları sona erdirmektir. Çok farklı kesimlerden bilmediğimiz bir ötekilik kavramı ile karşılaştık. Bu kavram dünyada da var. Teröre bulaşan 'Ahmet, Mehmet' adındaysa bütün Müslümanları kuşatan bir terör algısı oluşturuluyor ama başka dinlerden bulaşmışsa sadece ismi ile anlıyor. Ne dil ne din bu işe bulaştırılamaz, teröre ortak edilmez. Bizim medeniyetimiz bir insanın ölümünü bütün insanlığın ölümü, kurtuluşunu bütün medeniyetin kurtuluşu olarak görür.""Her on yılda bir haddimiz bildirilmiş, her on yılda bir kesim öteki ilan edilmiş. Bütün öteki ilan edilenleri beriye getirdiğimizde Türkiye'nin neredeyse yüzde 90'ı geçmişte öteki ilan edilmiş. Aleviler öteki ilan edilmiş, başörtülüler, muhafazakârlar öteki ilan edilmiş. Kürtler öteki ilan edilmiş, eğer dindar Kürt ise iki kere öteki ilan edilmiş. 2010 yılına kadar 'devlete göre birey nasıl olmalıdır' anlayışından, 2010 yılı referandum sonrası 'insana göre devlet nasıl olmalıdır' anlayışına geçen, bütün ötekilerin beriki olduğunu kabul eden boyuta geçtik. Bu doğrultuda şiddete dönüşmeyen her düşüncenin meşru olduğu fikriyle sürecin içinde yer aldık. Bu ülkede Kürtler ötekileştirilmelerinden dolayı Cumhurbaşkanı bile olabilmişlerdir ama Kürt olamamışlardır.Artık bu millet sorundan nemalanmak isteyenlerden kurtulmak istiyor. Tabut siyasetini geçim kaynağı edinenlerden kurtulmak istiyor."