27 Mayıs 1960 darbesini 60. yıl dönümünde bir kez daha kınıyor, millet iradesinin temsilcisi olarak Hakk’ın rahmetine kavuşan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu rahmetle anıyoruz.
Demokrat Parti (DP), 1946’da Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinin ardından 1950’de aldığı oy oranıyla tek başına iktidara geldi ve iktidarda kaldığı süreç boyunca da hem demokrasiyi sağlamlaştırdı hem de atılımlarıyla büyük Türkiye idealinin de ilk nüvelerini verdi. Ancak buna rağmen DP’nin kesintisiz 10 yıllık iktidarının son dönemlerinde, ülkede gerilim ve kaos oluşturmak için bazı mahfiller sürekli çalıştı. Bazı subayların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi, “DP’nin ülkeyi gitgide bir baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla 27 Mayıs’ta sabaha karşı darbe yaptı. Böylelikle eşi benzeri görülmemiş bir hınç, zulüm, işkence, hüzün ve yargısız infazlar başlamış oldu.
Türkiye’ye büyük acı yaşatmaya kodlanan askeri vesayetin sahipleri, yalanlar ve iftiralarla millî iradeyi kafese aldı, en büyük insanlık suçunu işledi. 27 Mayıs’tan sonra kurulan düzmece mahkeme, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı darağacına gönderdi, Cumhuriyeti vesayet rejimine dönüştürdü. Hukuk katledildi, demokrasi ayaklar altına alındı, millet iradesinin üzerine ipotek konuldu. Demokrasi tarihimiz bir kez daha kirletildi.
Millî iradeye karşı yapılmış tüm suikastların anası ve kaynağı olan 27 Mayıs darbesini bir kez daha kınıyor, milletin bir daha böylesi kara günler yaşamamasını temenni ediyoruz.