Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) başörtülü öğrencilerin temel hak ve hürriyetlerine yönelik müdahale akıllara durgunluk vermiştir. Temelde birey olarak aynı haklara sahip olduğu arkadaşlarına karşı bazı kendini bilmezlerin tahakküm etmeye kalkması, zorbalığa soyunup onları taciz etmesi hadisesi sıradan bir olay değildir. Ülkemizde gezi olayları ile başlatılan ve her fırsatta çıkarılmaya çalışılan kargaşa ve kaosa bilim yuvalarının alet edileceğine daha önce dikkat çekilmişti.
Öğrencilerin en son mezuniyet törenlerinde, “Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam” pankartı arkasında yürümesine fırsat veren üniversite yönetiminin hoyratlıkları bazı marjinal grupların küstahlıkları ile birleşince ortaya çıkan görüntü toplumu kaygılandırmaktadır. Türkiye bir hukuk devletidir ve kamuyu yönetmek üzere emanet edilen görevleri kötüye kullananlar da, başkasının haklarına tecavüz etmeye çalışanlar da suç işlemektedirler.
Eğitim ve öğrenim görme hakkı ile inanç, düşünce ve kanaat özgürlüğü, gerek insan haklarına ilişkin uluslararası hukuk sözleşmelerinde gerekse anayasamızda temel bir hak olarak ifade edilmiştir. Hiç kimsenin bu hakkı engellemeye imtiyazı bulunmamaktadır. Kamu kaynağını kullanan, 73 milyon insanın vergileriyle finanse edilen devlet üniversiteleri, ne üniversite yöneticilerinin ne üniversite personelinin ne de üniversite öğrencilerinin malıdır. Kamu üniversiteleri halka aittir. Bu itibarla kimsenin, kamu üniversitelerini kendi şahsi malı, kendi ideolojisinin ‘kurtarılmış bölgesi’ gibi görme ve davranma hakkı yoktur. Sahip olduğu ifade özgürlüğünü, kılık-kıyafet özgürlüğünü ve eğitim-öğrenim hakkını başkalarından esirgeyenlerin sahip olduğu düşünce ancak ve ancak şovenist bir ideolojinin ürünü olabilir. Bu düşünce yapısıyla malul olanların insanların, evrensel hukuktan ve anayasadan kaynaklanan haklarının kullanılmasına engel olmaya kalkışmaları kabul edilemez.
Yapılan çirkin saldırı, üniversiteye kayıt yaptırmaya gelen öğrencilerin bu işlemlerini engellemeye ve fiilen ortadan kaldırmaya dönük bir hareket olduğundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 112. maddesinin eğitim ve öğretimin engellenmesi kapsamına girmekte ve suç teşkil etmektedir. Yine bu saldırının, sırf başörtü öğrencilere yapılması, bu öğrencilerin hedef gösterilmesi, kılık-kıyafetleri sebebiyle kayıt yapmalarının engellenmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesinde tanımlı “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin engellenmesi” suçunu oluşturmaktadır.
Bu çirkin saldırıya maruz kalarak, kayıt yaptırmaları engellenen, inançlarından ve kılık-kıyafetlerinden dolayı tartaklanan, aşağılanan öğrencilere ve velilerine Eğitim-Bir-Sen olarak, yasal haklarının kullanılması noktasında hukuki destek sağlamaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz. ODTÜ’de yaşanan zorbalık karşısında tahriklere kapılmayıp sağduyulu davranan başörtülü kızları tebrik ediyor, ODTÜ yönetimini, görevini yapmaya ya da YÖK dâhil yetkili makamları ODTÜ yönetimi hakkında gereğini yapmaya davet ediyoruz.