Türkiye’de İsrail stratejik bir hareket yapacak olsa ve önünde birçok seçenek bulunsa, şüphesiz İHH ile ilgili olanını seçer. Uluslararası arenada İsrail’in terör devleti olduğunu bir kez daha gösteren Mavi Marmara ve 9 şehit olayı, Siyonist rejimi zor durumda bırakmakla kalmamış aynı zamanda Türkiye’den özür dileyip, şehit ailelerine tazminat ödemeyi kabul etmesine de neden olmuştur. ‘Gazze’ye atom bombası atmak lazım’ diyen İsrail Dışişleri Bakanı Liberman onun için "İHH İsrail için büyük tehlikedir" demiştir. 20 yıldır Türkiye halkı ile birlikte dünyanın dört bir yanında mazluma ve mağdura uzanan dost eli olan İHH, diğer yardım kuruluşları gibi vicdanların temsili, merhametin ise tâ kendisidir. Ümmetin yetimleri için güvence olan İHH, ilk olarak adını Bosna savaşında duyurmuştur. Bosna halkı Sırplar tarafından soykırıma tabi tutulurken, İHH milletimizin yardımlarını oraya ulaştırmakla kalmamış, farkında olmadan Türkiye sevdalısı Bosna’yı da inşa etmiştir. Hiçbir örgüte, hiçbir devlete, hiçbir hükümete bağlı olmayan İHH, Türkiye halkının meydana getirdiği, uluslararası arenada en fazla tanınan milli bir markadır. Din, dil, ırk, mezhep ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın dünyanın her yerinde acil afetler başta olmak üzere savaş ve barış ortamlarında karşılıksız yardımlarıyla kimsesizlerin kimsesi olan bu kuruluşa yönelik operasyon yapılma tehlikesi her zaman vardı ve kalem sahipleri bu konuya dikkat çekiyorlardı. Ali Bulaç, bundan tam 3 yıl 7 ay önce 14.06.2010 tarihinde ‘İHH ve AK Parti’ başlığı ile kaleme aldığı yazısında, “İHH’nın hedef tahtasına yerleştirilmesi İsrail’in içimizdeki İsraillilerle eş güdüm halinde başlattığı kampanyanın bir parçasıdır. Amaç önce İHH, sonra AK Parti’yi bertaraf etmektir” diyerek kirli plana dikkat çekmiştir. Yetim çalışmaları, Ramazan Kumanyası, Kurban yardımları, katarakt ameliyatları, su kuyuları, eğitim yardımları gibi birçok kalemde yardım faaliyetleri yapan, Türkiye halkının sıcak duygularının ülke içerisinde dolaşımının yanında sınır ötesine de taşıyan İHH’nın belini kırmanın Siyonizm ile el tutmak olduğu bilinmelidir. İHH gibi yardım kuruluşları, sadece bir yardım kuruluşu değil, aynı zamanda yeryüzünde insan olmanın, erdemin ve merhametin de temsilcileridirler. Yardım kuruluşları, bazen yetimin başını okşayan el, bazen de gönülden gönüle uzanan bir yoldur. Ülkemizin küresel operasyona maruz kaldığı şu günlerde, Suriye’deki mazlum Türkmenlere dağıtılmak üzere gönderilen bir TIR’ın içinde silah ve patlayıcı olduğu, bu TIR’ın ise İHH’ya ait olduğu haberleri kamuoyuna yansıdı. Buna ‘mal bulmuş mağribi’ gibi sarılan ve ‘flash flash’ haberleri geçenler, “İHH’nın bizim bu TIR’la alakamız yok” demesinden sonra bizim de insanlıkla alakamız yok diyemediler. Ülkemizi “silah kaçakçısı” olarak uluslararası arenada mahkûm etmek isteyen taşeronlar, hem İHH’dan hem de “kaçakçılığın organizatörü” suçlamasıyla ülkemizde siyasal bir projenin de taşeronluğuna yönelmiş görünüyorlar. Mazlumların ve yetimlerin duasını her zaman üzerinde hisseden İHH ve onu ayakta tutan Türkiye halkı içine girilen oyunu fark etmiştir. İHH, operasyonun azim ve kararlılıklarından bir şey kaybettirmeyeceğini açıklarcasına, “Suriye’ye bin TIR” gönderme kararı almış, Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen de Suriye için başlatılan bu seferberliği doğru adım olarak görüp, bütün teşkilatlarını harekete geçirerek mazlum Suriye halkına yardım eli uzatmak için seferber olmuştur. Kilis’te İHH’ya yapılan baskın, milletin vicdanına sıkılan kurşundur. İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın, Kuveyt’te Suriye ile ilgili bir yardım toplantısında en az 50 milyon dolarla Suriye’ye destek verilmesi için çalışmalar yürüttüğü bir zamanda İHH Kilis ofisine baskın düzenleyenler, Siyonist öfkeden arta kalanlar olarak milletin vicdanında her zaman yargılanacaklardır. İHH’yı ve yardım kuruluşlarını hedef alacak haysiyet cellâtlarına kimse sessiz kalmamalıdır. Tolstoy’un dediği gibi, “Kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.” Milletimiz yardım kuruluşlarının yanındadır. Kötülükte yarışan, vicdanı, insafı, hukuku katleden kirli operasyonlar akim kalacak ve İsrail’in inadına İHH bu süreçten güçlenerek çıkacak, himaye ettiği yetimler bir kez daha yetim kalmayacaktır. Artık herkes her şeyin farkındadır. Kimse milleti aldatmaya çalışmasın kral çıplaktır. Frkında olarak ya da olmayarak İsrail hesabına çalışanlar da unutmasınlar ki, İsrail nüfusunun en az iki üç katı gönül dostu ve destekçisi olan İHH’nın karşısında olanlar milletin yanında olmayanlardır. Kısacası, İHH’nın hasımları İsrail’in hısımlarıdırlar.
Ali YALÇIN
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı
İHH Gönüllüsü
Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?
Hakkımızdan azına razı olmadık, olmayız
Pagan kültürden medet uman çağdaşlık
Yeni ufuklardan yeni umutlara
Paradigmalar sarmalında kadın ve emek
Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır
Fedakârlıklarımızın ham maddesi ideallerimizdir
"Eğitim kovayı doldurmak değil, ateşi tutuşturmaktır"
Millî Eğitim millî eğilime uymalıdır
MEB “Unutan iyileşir” Politikasını Bırakmalı
Eğitim sisteminin ihtiyacı tamir mi, imar mı?
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİ DE NEYMİŞ?
Şiir ve Eğitim
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ